Girişim ve Start-up hukuku yeni girişimlerin ihtiyaç duyduğu hukuk alanlarından biridir. Genelde yeni bir işletme fikri ya da yazılım uygulaması, son kullanıcıya hitap eden algoritma fikri gibi girişimler ihtiyaç duyabileceği gibi esnaf ve kobiler kurumsallaşma süreçlerinde bu hukuk alanın öznesi olabilirler.
Bir girişimin ihtiyaç duyduğu ilk şey ticari statüsünü belirlemektir. Gerçek kişi tacir sıfatıyla mı ticaret yapacak yoksa bir şirket mi kurulacak? Bu şirket anonim şirket yahut limitet şirket olabilir. Her şirket türünün kendi içinde avantajları bulunmaktadır.
Şirket kurulum işlemi için bağlı bulunan Ticaret Odasına bildirim yapmak gerekmektedir. Buna ek olarak bir takım yasal belgelere ihtiyaç vardır.
Bir diğer adım vergi hukuku sürecidir. Yeni kurulan girişim ya da start-up eğer kurucuları 29 yaşından küçükse genç girişimci desteğinden faydalanabilecektir. Böylece 3 yıl boyunca gelir vergisi muafiyeti ve sigorta desteği olacaktır. Ayrıca yurt dışından ürün ithal ediliyorsa yine özel vergilendirme sınıflarında olabilmektedir.
Start-up ve girişimleri yakından ilgilendiren kanunlardan en önemli olanları da hiç şüphesiz 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’dur. Bir fikir ilk kez ortaya atıldığında öncelikle markasının tescillenmesi gerekebilir. Marka Sınai Mülkiyet Kanunu 4. maddesinde “bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını” sağlayan işaretler olarak düzenlenmiştir.
Örneğin eve hazır yemek servisi getiren ve Sakarya'da faaliyet gösteren aracı bir kurye şirketi ve bunun mobil yazılımını geliştiren start-up düşünelim. Öncelikle kendisine isim bulması gerekiyor. İşte bu isim tam olarak markasını oluşturacaktır.
Bu isim hakkının çalınmaması ve başkaları tarafından taklit edilmemesine ihtiyaç vardır. Böylece geliştirilen yazılım korunacaktır. Sınai mülkiyet kanunu uyarınca markayı tescillemek bu noktada çok önemlidir. Bunun için alandaki hukuki gelişmelere hakim bir marka avukatına danışması gerekmektedir.
Start-up’un ihtiyaç duyacağı ikinci hukuki yardım ise gizlilik sözleşmeleridir. Özenle geliştirilen, gece gündüz çalışılarak ortaya çıkarılan mobil yazılımın korunması gerekiyor. Bu korumayı tescille de yapamazsınız çünkü bir şey tescil edildiğinde herkese gösterilmiş olur. İşte bu durumda girişimin sahipleri ile çalışanlar arasında ve özellik tedarikçi firmalar arasında gizlilik sözleşmesi düzenlenmelidir.
Bu sözleşme ticari sır sözleşmesi olarak da geçmektedir. Yapılan yazılım artık korunmaktadır. Birileri eğer bu yazılımı sızdırırsa sözleşmede düzenlenecek alan milyonlarca liralık cezai şartı ödemek zorunda kalabilir.
Yazılım üreten kurye işletmemizin büyüdüğünü hayal edelim. Bu durumda işçi ve işveren girişimciler arasında iş hukukundan kaynaklı sözleşmeler yapılması gerekmektedir. Özellikle kıdem ve ihbar tazminatı gibi önemli alacaklar söz konusu olduğundan start-up’un çalışanları ile arasında iş sözleşmesi olması zorunlu olacaktır.
Girişim ve Start-up hukuku tek başına bir hukuk dalı değildir. Birden çok hukuk dalının birleşerek bir araya gelmesi ile oluşur. Yeni kurulan start-up ihtiyacı olan kısımlar alınarak bir araya getirilir. Böylece Start-Up hukuku denilen paket ortaya çıkar.
Lexada hukuk ve danışmanlık bürosu alanında yetkin ekibi ile yeni nesl start-upların ihtiyaçlarına karşılık vermektedir. Güncel gelişmeler doğrultusunda 21. Yüzyılın getirdiği yenilikleri bir araya getirerek start-up hukuku ve avukatlığı alanında hizmet vermektedir.